Wednesday 26 September 2012

Çok özledik be Alpaslan abi



ultrAslan Avrupa sayesinde bir cok guzel insanla tanistim. Bazilariyla yillardir arkadas, bazilari ile ise adeta abi kardes gibiyiz. Hele iki abim var ki, onlarin yeri ayri; biri Halil (Kemence) abi, biri de Alpaslan (Dikmen) abi. Alpaslan abiyle Halil abi sayesinde tanistim. 2005-2006 senelerinde staj yapmak icin Turkiye'ye gitmistim. Sami Yen'de yalniz kalmamam icin tribunden bir kac kisiyle tanistirmisti Halil abim. Hangi mac oldugunu hatirlamiyorum, ama bir gun Eski Acik'ta Alpaslan abiyle karsilastigimda onunla tanismam icin "Halil abinin selami var" demem yeterli olmustu. O gunden itibaren ne zaman gorse mutlaka hal hatir sorardi. Ilk basta onca insanin ismini nasil hatirladigina, onca insanla nasil ilgilenebildigine cok sasirmistim, ama bunu anlamak o kadar da zor degildi aslinda. Sonucta ortada ortak bir sevda, Galatasaray vardi. Soz konusu Galatasaray oldugunda da akan sular durur ve elinden gelen herseyi yapardi.
Turkiye'de kaldigim surede bana cok yardimi oldu. Onu en son nikah torenimde gordum. O onemli gunumde yanimda olmustu, ben ise onun vedasinda yaninda olamadim. Bu hala icimde bir yaradir. Turkiye'ye senelerdir gitmiyorum o yuzden yanina gidemedim henuz. Gitmeye cesaret edebilir miyim bilmiyorum. Gormeyince sanki hic olmamis gibi geliyor. Sami Yen'in yikildigini gosteren resimlerden de uzak duruyorum mesela. Boyle yapinca sanki geri dondugumde hersey eskisi gibi yerinde olacakmis gibi geliyor. Kendimi kandirmaya calisiyorum aslinda..
Onunla ilgili bir cok anim var, ama onlardan bir tanesi var ki aklima her geldiginde canimi yakiyor. Arabaya bindigimde yaptigim ilk sey mutlaka emniyet kemerini takmak oluyor. Bir gun arabada giderken bunu goren Alpaslan abi "Avrupali oldugu nasil da belli hemen takiyor kemeri" demisti. O zaman gulmustuk, ama simdi bu konusma aklima her geldiginde uzuntuden bogazim dugumleniyor. Ah be abi, ah be abi.. Keske kelimesi cok anlamsiz biliyorum, ozellikle de bu gibi durumlarda, ama keske kemerini takmis olsaydin be abi. Boyle bir sebepten dolayi aramizdan ayrildigina inanamiyorum. Daha cok erkendi be abi..
Kaza haberini aldigimiz ani dun gibi hatirliyorum. Kac sene gecmis uzerinden, ama acisi hala cok taze. Her yerden haber almaya calistik. Inanamadik, inanmak istemedik. Kim inanmak isterki.. Resmi sitede cikinca haber yikildik. Hep baskalarinin basina gelen seyler vardir ya hani kendi basimiza gelecegini dusunmedigimiz, bu da oyle birseydi sanki. Kaza elbette olabilir, ama o bizim Alpaslan abimizdi.. Boyle bir sey onun basina gelmis olamazdi. Sonra haber resmi siteden bir sureligine kalkti tekrar umutlandik, ama maalesef..
Telefon numarasi hala duruyor, bir turlu silmek gelmiyor icimden. Ne bileyim, belki bir gun... keske cikip saka desen be abi..






Thursday 20 September 2012

Manchester HatıЯası

Arabada calan sarki: "ozledim seni, dustum yollara.." hemde nasil ozlemestik seni Galatasaray.. Dile kolay 6 sene bekledik bu ani, sana kavusmayi. 6 sene sonra olmamiz gereken yere, Sampiyonlar Ligine donduk. Sampiyon oldugumuz gunle Sampiyonlar Ligi kuralarinin cekildigi gun arasindaki zaman bir turlu gecmek bilmiyordu. 30 Agustos gunu yasadigimiz heyecanin tarifi yok. Kuralari hem televizyondan hem uefa.com'dan takip ettim, bir yandan CL muzigini duyar duymaz akan gozyaslari ve durmadan titreyen ellerle.
Rakiplerden birinin Arsenal olmasini cok istemistim, ama onun yerine Londra takimi olmasada yinede Ingiltere'den bir rakip cikmisti ve ilk macimizi onlarla oynayacaktik. Hemen isyerinden izin alindi, araba ayarlandi, geriye biletler kalmisti. Biletlerle ilgili kulubumuzun cok gec aciklama yapmasi sinirleri baya bozdu, ama mac gunu yaklastiginda hepsini unuttuk. Hersey tamam derken mactan 3 gun once hastalanmam nasil bir sanssizliktir..
Mac gunu geldiginde ise hala hastaydim, bogaz agrisi bir turlu gecmiyordu. Agri kesicileri alip arkadaslari beklemeye basladik. 12.45 gibi yola ciktik. Avrupa'daki maclarimizda en cok hosuma giden sey yolda Galatasaraylilarla karsilasmak. Ozellikle Almanya ve Hollanda'da oynanan maclarda yollarda farkli farkli plakalar gormek gurur verici. Ilk Galatasaraylilarla Birmingham'dan once mola verdigimiz yerde karsilastik. Normalde Londra - Manchester arasi yaklasik 3 saat suruyor arabayla, ama 2 kez trafige takildigimiz icin biraz daha uzun surdu. Ikinci kez trafige takilmamizin sebebi Galatasaraylilarin bulundugu bir otobusle Manu formali bir bayanin kullandigi arabanin kaza yapmasiydi. Araclarda baya hasar vardi, ama umarim kendilerine bir sey olmamistir ve maca yetisebilmislerdir.
Manchester'a yaklastikca heyecan artiyordu. Old Trafford once levhalarda sonra uzaktan gorunmeye basladi. Etrafta o kadar cok Galatasarayli vardi ki, bizimkiler kesin Manulularin arasindan bilet almis diye dusunduk. Kapilara vardigimizda bu yaziyla karsilastik:


Stada girdigimizde bize ayrilan bolum dolu, diger yerler bostu. Manulular maca 10-15 dk kala stadi doldurmaya basladi. Tezahuratlar stadin disinda basladi, mactan sonra staddan cikana kadar devam etti. Mactan once tezahuratlarimiza karsilik veren tek grup kale arkasinda oturan ve yaklasik 20 cocuktan olusan bir gruptu :) Onlar bagirinca biz alkisladik. Kale arkasinda oturan Manulular surekli bizim tribunu izledi. Gol kacirdigimiz zamanlarda bize donup dalga gectiler, bizde Muslera penaltiyi kurtarinca ve bir pozisyonda gol diye bagirdiklarinda dalga gectik.
"Alemin krali geliyor" sesleriyle sahaya gelen takim ve sonrasinda calan CL muzigini duydugumuzda "iste bu be" dedim. Senelerce bekledigimiz ve ozledigimiz an bu an.
Macin teknik konularina girmeyecegim, sonucta biz oraya maci izlemeye degil takimimizi desteklemeye gitmistik, ama ilk golu yedigimizde eyvah kotu gidecek diye dusunmedim desem yalan olur. Macin basinda verilmeyen penaltimizin penalti oldugunu biz karsidan net gorduk, ama ne hikmetse ne orta hakem, ne yan hakem ne de ne ise yaradigini hala anlamadigim kale arkasinda bulunan hakem gordu. Golu yedikten sonra dusundugumden daha iyi oynadik. Gole yaklastigimizin anlar da oldu. Ozellikle Hamit cok iyi gorunuyordu.
O kadar cok ozlemis ki Galatasaray'i, herkes avizi ciktigi kadar 90 dakika bagirdi. Ne bogaz kaldi ne kulak.
Mactan sonra takimi tribune cagirdik. Once yari sahaya kadar gelip alkisladilar, ama biz cagirmaya devam ettik. Sonra tekrar toplanip tribune kadar geldiler. Eboue'nin son dakikalarda yere yatip cimleri yumruklamasi deli etti, ama herkesten uzun bir sure tribunun onunde kaldi. Hatta egildi ve tesekkur etti.
Uzun bir aradan sonra ve ozellikle Manu'ya bakarak cok daha az CL deneyimi olan aslanlarimizin mucadelesiyle gurur duyduk. Kagit uzerinde en zor macimizi atlattik. Insallah takimimiz en iyi yerlere gelir, biz de bol bol pesinden gideriz.


  










Wednesday 12 September 2012

23 yil sonra ortaya cikan gercek (Hillsborough Faciasi -1989)



Bugun, Hillsborough faciasindan 23 sene sonra, bagimsiz bir panel tarafindan hazirlanan ve Hillsborough’da yasanan gercekleri yazan belge once hayatini kaybedenlerin yakinlariyla daha sonra herkesle paylasildi. 
Belgenin tamami burada: http://www.officialdocuments.gov.uk/document/hc1213/hc05/0581/0581.pdf.
Belgenin ilk sayfasinda taraftarlarin yillardir soyledigi seylerin dogru ciktigini yani orada yasananlara taraftarin sebep olmadigi yaziyor. Asil sebeplerden bazilari sunlar:
- polisin fazlasiyla dolan tribune mudahele etmekte gec kalmasi
- kurtarma ekiplerinin olayin buyuklugunu tahmin edememeleri ve yavas hareket etmeleri
- polis ve kurtarma ekiplerinin arasindaki anlasmazliklar
- hayat kurtarmaya yardimci olabilecek ekipmanlarin ambulanslarda birakilmasi ve yaralilarin oldugu bolgeye goturulmemesi
- ayni sekilde yaralilarin goturuldugu jimnastik salonunda ekipmanin yetersizligi
- stadda guvenlik bariyerlerin noksanligi
- tribunun alabilecegi kapasitenin daha fazla olarak belirlenmesi

Belgede  daha onceki yazimda bahsettigim 1981-1989 seneleri arasinda Hillsborough stadinda yasanan olaylara da yer verilmis. Onca isarete ragmen bu olaylardan ders alinmamisti.

Taraftarlar hep sarhos olmakla suclanmisti bu olaylardan sonra alkollu olup olmadiklarini arastirmak icin cocuklar dahil hayatini kaybedenlerden kan ornegi alinmis. Yakinlarina da alkol ile aralarinin nasil oldugu sorulmus. Belgede belirtildigi uzere kimsenin kaninda asiri derecede alkole rastlanmamis. Bu sonuclar bu suclamanin asilsiz oldugunu ispat etmis oldu. Panele sunulan bir belgede bazi polis memurlarinin ertesi sabah kendi aralarinda taraftarlarin “hayvansi davranislarini” tartistiklari, ayrica onlardan “sarhos yagmaci taraftar” olarak bahsettikleri yaziyor.
1989’da Hillsborough’da yasananlarla ilgili o zaman en yuksek mahkemede calisan Lord Taylor rapor hazirlamisti. (Bu rapordan sonra Ingiliz stadlarindaki tel orguler kaldirilmis ve tum tribunlere oturma yerleri yerlestirilmisti). O raporda da polisin ihmallerinden bahsetmis, taraftarlarin davranislarinin olayi etkilemedigini yazmisti. Panelin hazirladigi belgelere gore polis bu raporda yer alan 164 ifadeyi degistirmek istemis, bunlardan (cogu polisin alehine olan) 116 tanesini degistirmis veya silmis.  Polisin amaci kendi hatalarinin uzerini kapatip tum sucu “sarhos ve biletsiz” taraftara atmakti. Hatta polisin lehine olan aciklamalari cesitli yayin organlari araciligi ile yaymaya karar vermisler.
Taraftarlarin hep savunduklari gercekleri artik herkes ogrenmis oldu. Basbakan David Cameron (hukumet adina), Hillsborough stadinin ev sahibi olan Sheffield Wednesday kulubu, South Yorks Police ve taraftarlara iftira atan The Sun gazetesinin o zamanki editoru Kelvin McKenzie ozur diledi. Henuz ne The Sun gazetesinden genel bir ozur geldi, ne de maci tum itirazlara ve gecerli guvenlik belgesi bulunmamasina ragmen Hillsborough’da oynatan FA’den.
Gercekler ortaya cikti, bazi ozurler dilendi, fakat adaletin tam anlamiyla yerini bulmasi icin gereken kisilere, gereken cezalarin verilmesi gerekiyor. 


(Duzeltme: FA ve The Sun gazetesi bu yazidan sonra ozur diledi. FA ilk yayinladigi aciklamada ozur dilemedigi icin tepki gordu. Tepkilerden sonra bir ozur yazisi yayinladi.)




Tuesday 11 September 2012

Adalet sonunda yerini bulacak mi? (Hillsborough Faciasi -1989)


Hillsborough faciasini cogumuz duymusuzdur. 15 nisan 1989 tarihinde Sheffield'deki Hillsborough stadinda Liverpool ve Nottingham Forest arasinda oynanan FA Kupasi yari final macina giden 96 kisi bir daha evlerine donemedi. Orada yasanan olaylar ve kaybedilen hayatlar yetmezmis gibi, bu olaylardan sonra polis taraftarlari sarhos olmak ve holiganlikla sucladi. Ozellikle “The Sun" isimli gazetenin "The Truth" (Gercek) basligi altinda yayinladigi haber yillardir Liverpool taraftarinin tepkisini cekiyor. Hatta Liverpool taraftarlari "Don't Buy The Sun" (Sun gazetesini almayin) diyerek bu gazeteyi gunumuzde hala boykot ediyor. The Sun gazetesi Liverpool taraftarlarin yerde yatan yaralilarin ve olulerin uzerine isedigini hatta cuzdanlarini caldigini yazmisti. Bununla ilgili hic bir kanit bulunmazken sirf gundem yaratmak icin yazilan bu iftiralara karsi taraftarlar elbette tepkisiz kalamazdi. Taraftarlar tum bu gerceklerin ortaya cikmasini ve gereken kisilerin ozur dilemesini yani adeletin yerini bulmasini istiyor ve buna hic olmadiklari kadar yakinlar.
Yillardir gosterilen tepkiler, pankartlar adaleti saglamaya yetmedi. Bunun uzerine olay meclise tasindi. Ingiltere’de e-petition diye bir olay var. Ingiltere’de yasayan biri mecliste tartisilmasini istedigi bir konuyla ilgili internette dilekce yaziyor. Eger bu dilekce icin 100.000’den fazla imza toplanirsa konu mecliste tartisiliyor. Gecen sene bir taraftar Hillsboroughla ilgili tum belgelerin ortaya cikarilmasi icin dilekce hazirladi. Daha sonra sosyal medyada hizli bir sekilde yayilan bu dilekce icin 100.000’in uzerinde imza toplandi, sonrasinda mecliste gereken arastirmalarin yapilip belgelerin acikca ortaya cikarilmasi konusunda anlasildi. Butun bu belgeler bugun (12 eylul 2012) aciklanacak ve hersey ortaya cikacak. Toplanan imzalar sadece Liverpool taraftarlarindan gelmedi, bu surecin en guzel yani da farkli takimlarin taraftari olanlarin gosterdigi muthis destekti. Ozellikle Liverpool’un ezeli rakibi olan Evertonun taraftarlari bu konuda hep destek oldu.
L.F.C FANS THANK E.F.C FANS.
Peki Hillsborough’da neler yasandi?
Hillsborough stadinda bir gun bir facia yasanacagi onceki senelerden belliydi aslinda. 1981’de FA Kupasi yari final maci yine bu sahada Tottenham Hotspur – Wolves arasinda oynanmisti. Spurs taraftarlarinin daha fazla olmasina ragmen onlara 1989’da facianin yasandigi tribun “Leppings Lane” verilmisti. Macin basinda yine ayni bolume alabildiginden daha fazla taraftar alinmisti, fakat tribun ve saha arasinda bulunan kapilar acildigi icin taraftarlar sahaya atlayabilmis ve olasi bir facia onlenmisti. Eger o gun polisler 1989’de oldugu gibi taraftarlarin sahaya girmelerine izin vermeseydi, facia o gun yasanacakti. 1981’de yasanan bu olaydan sonra Hillsborough stadinda 1987’ye kadar yari final maci oynanmadi. Bu arada Leppings Lane tribunu 3’e, 1989’da ise 6 bolume ayrilmisti. 1987 yari final Leeds – Conventry arasinda oynanmisti ve yine sayisi daha fazla olan Leeds taraftarlarina Leppings Lane tribunu verilmisti. Tribunde yine olmasi gerekenden daha fazla taraftar oldugu icin taraftarlar sıkısmıstı.
Liverpool ve Nottingham Forest 1988’de de yine Hillsborough’da karsilasmisti. Bu kez Leppings Lane tribunu Liverpool Kulubunun sikayet etmesine ragmen yine sayisi daha fazla olan Liverpool taraftarlarina verilmisti. Sıkısmalar olsa da mac kazasiz atlatilmisti.
Ve 1989.. Leppings Lane tribunu yine Liverpool taraftarlarina verilmisti. Takimlar ve stad ayniydi, fakat polislerin basinda bulunan baskomser degismisti. Yeni baskomser bu goreve henuz atanmisti ve deneyimsizdi. Stada girislerin kolay olmamasindan dolayi disarida cok taraftar birikmisti ve s
ıkısmalar baslamisti, baskomser kalabalikla bas edemeyince cikis kapisinin acilmasini emretmisti. Boylelikle taraftar zaten dolu olan orta bolume gitmek zorunda kaldi. Bazi taraftarlar yukaridaki tribune cekilerek kurtuldu, 96 kisi ise tel orguler ve kalabalik arasinda ezilerek can verdi. Tum israrlara ragmen ve taraftarlarin ezildigi kameralarda ap acik gorunuyorken baskomser taraftarlarin sahaya inip kendilerini kurtarmarlarina izin vermedi. Disarida ise yaralilara yardim gec gelmisti. Polisin yaptigi hatalar ortadayken, bu olaylardan taraftar sorumlu tutuldu. Buradaki belge yasananlari ayritilariyla anlatiyor: http://hfdinfo.com/digital/. Isin en ilginc yani ise Hillsborough stadinin guvenlik belgesinin bulunmamasiydi.
Bu mucadele sadece Liverpool taraftarlarinin degil holigan olarak gorulen ve haksizliklara maruz kalan tum taraftarlar icin cok onemli. Bugun tum gercekler ve sorumlular belli olacak. Belki de 23 sene sonra hak sonunda yerini bulacak... #JFT96

Daha fazla bilgi:
http://www.liverpoolfc.com/news/latest-news/hillsborough-10-key-questions-1
http://thehillsboroughdisasterdocumentary.com/15-04-1989-what-really-happened/